2 Mart 2008 Pazar

DÜŞÜK KOLESTEROL VE KANSER İLİŞKİSİ, KARDİYOLOGLARI VE İLAÇ ŞİRKETLERİNİ ÜZECEK!....




DÜŞÜK KOLESTEROL VE KANSER İLİŞKİSİ, KARDİYOLOGLARI ÜZECEK!....

Dünyanın sayılı bilimsel dergilerinden Journal of the American College of Cardiology’ de Dr. Richard H. Karas ve arkadaşları[1] tarafından yayınlanan bir makale, yıllardır tartışılan fakat kardiyoloji uzmanlarınca adeta yok sayılan bir konuyu yeniden gündeme getirdi: “Düşük kolesterol düzeylerinde kanser olguları neden artıyor?”.

Söz konusu sorunun arkasından ise sorulacak basit soru şudur: “ Kolesterolü düşük ya da ilaçlarla kolesterolü düşürülmek istenen insanlara söz konusu kanser riskinden söz ediliyor mu?” Elbette hayır… Kolesterolü düşük veya düşürülmek istenen insanlara bu riskten hiç söz edilmiyor!. ‘Kanser ve düşük kolesterol’ gibi bir risk faktörünü ciddiye almayan kardiyoloji uzmanları, statin türevi ilaçların yan etkilerini ise ‘aspirin’le karşılaştıracak kadar bilimden uzaklaşıyorlar.

Madalyonun diğer yüzünde ise onkoloji (kanser bilimi) alanında kolesterol düşürmek için kullanılan statinlerin, bazı kanser türlerinde olumlu etkileri bu alanda çalışan insanları heyecanlandırıyor, kanser hastalarında yaşam kalitesi artabiliyor. Fakat onkoloji (kanser) uzmanları ve kardiyoloji uzmanları biraraya gelip bu sorunu tartışmıyorlar. Yaşlılarla kan kolesterol düzeyi düştükçe ölüm oranları artıyor; fakat Türkiye'de bunu sorgulayabilen gerontoloji (yaşlanma bilimi) uzmanları ortada görünmüyor...Kolesterol üzerinde sayısız spekülasyon varken kimse ortada yok!.Peki bu nasıl olabilir?..

Ben ve benim gibi düşünenler çok söyledi, Sağlık Bakanlığını uyardı. Gelecekte tekrar söyleyecekler. Bundan sonrasını bir yıl önce şubat 2007 yazılan bir kitaptan takip etmek daha yerinde olacaktır…

“…….İnsanları korkutup telaşlandıran ölüm olgusu ve kolesterol ile ilişkisi sanıldığı gibi tek parametredeki kolesterol yüksekliği ile hiçbir şekilde net olarak bağıntılı değildir. Fakat tedavi sırasında sizlere lipidiler ve kolesterol öyle anlatılır ki; kolesterol ve lipitlerinizi düşürdüğünüzde daha fazla yaşayacağınız düşüncesi özel bir itinayla vurgulanmaya çalışılır.


Çeşitli ilaç şirketlerinin konuyla ilgili ürünlerine dayalı reklam kampanyalarının desteklediği araştırmalar tekrar tekrar gündeme gelir.


Özellikle kolesterol düzeyini düşürmek için kullanılan ‘statin’[2] temelli haberler ilginç bir şekilde, adeta ışık hızında yayılma yeteneğine sahiptir (?). Haber anında bütün dünya ülkelerinin medyalarına aynı anda yansır ve yayınlanır. Örneğin: Kolesterolü düşüren statinlerin çeşitli kanser türlerine de iyi geldiği iddia edilir önce ve birkaç yıl boyunca kanser hastalarında bol miktarda statinler kullanılırlar. Haber yayınlandığında ilaç satışlarında kısa süreli bir artış meydana gelir ve kanser hastalığı ile gerçekten de ‘ölümüne’ boğuşmak zorunda kalan hastalar, doktorlar ve araştırmacılar hızla bu ilaçlara akın eder. Daha sonra yapılan araştırmalar statinlerle kanser arasında hiçbir ilişki olmadığı ve statinlerin kanser tedavisinde etkili olmadığını söylese[3] de, bu sırada geçen zaman başkaları lehine çalışır; ilaç şirketlerinin karlarını ikiye üçe katladığı dönemler yaşanır.


Fakat bunun yanında kolesterol seviyesini düşürmek için statin kökenli ilaçları kullananlarda istatistik olarak kanser vakalarının[4] çok fazla olmasıyla, kolesterol düşürücü ilaçların kanser yapıcı özelliklerini anlatan yazılara[5] medya, uzmanlar ve bazı araştırmacılar hiç ilgilenmezler. Bu bulgular çoğu zaman, tartışma bazında akademisyenler arasında kalır ve insanlara da ulaşamaz veya bilinçli olarak ulaştırılamaz!


‘Kolesterol düşürmek için statin kullanan insanlarda daha sık kanser hastalıkları görülebilir’ düşüncesine gelmeden önce, söz konusu kolesterol düşürücü olarak kullanılan statinlerin bazı kanser hastalarında nasıl olup ta iyi sonuçlar verebildiğini gösteren çeşitli araştırmalara[6] biraz değinmek gerekiyor. Statin ve kanser konusunda olumlu ya da olumsuz bir yığın araştırma, doğal olarak insanların kafalarını karıştırıyor.


Bu konuyu kavrayabilmek, konunun ilerleyen bölümlerindeki mantık zincirini oluşturmak ve pekiştirmek adına, konuyu ilk konular arasına almamız bu nedenle kaçınılmaz bir zorunluluk. Çünkü doğru düşünceler, sadece doğru düşüncelerin varlığında ortaya çıkmaz, yanlış bir düşüncenin neden yanlış olduğunu tamamıyla anlayabilirseniz, doğru düşünce kendi zihinlerinizde düşündüğünüzden çok daha iyi netleşecek, daha çabuk şekillenecektir. Yanlış bir düşüncenin, neden yanlış olduğunu kavrayabilmek, doğrulara ulaşmanın sadece farklı bir yoludur.


Aslında yapılmakta olan ‘kanser ve statinler’ araştırmalarının bizzat kendileri, neden sadece kolesterol düşürmek için bu ilaçların kullanılmaması gerektiğini gösteren en iyi örneklerden biridir. Sadece kolesterolü düşürmek için hastalarına statin kullandıran bazı doktorlar, statin ve kanser araştırmalarını genellikle takip etmek istemezler. Neden mi?


Kolesterolü yüksek hastalara verilen statin temelli ilaçların, aynı zamanda kanser hastalarında da kullanıldığını size söylemiş olsalar, bu konuda neler düşünmeniz gerekir? Hayır bence bu durumu olumlu karşılamak, söz konusu düşünceyi bilim adına alkışlamak tamamen saçmalamaktır. Yani ‘ben statin kullanıyorum, artık hem kolesterolüm düşüyor hem de kanser riskini[7] azaltıyorum düşüncesi’ mantık sınırlarının oldukça dışında kalır. Bu durum statin temelli ilaçların gücünü değil, tam tersine güçsüzlüğünün işaretidir, kolesterolü yüksek hastalarda bu ilaçların kullanılmaması gerektiğini göstermektedir. Nasıl mı?


Statinler bilindiği gibi kolesterol sentezinin (mevalonat) bir aşamada durmasını sağlayan ilaçlardır ve hücrenin temel steroid oluşumunu, kolesterol molekülünün oluşmasını teorik olarak hücre içinde engeller. Kolesterol ise en temelde hücre zarının vazgeçilmez temel yapısal bileşenidir. Şayet önceleri iddia edildiği gibi ‘statinler kansere iyi geliyor’ araştırmaları çok uzun süre devam etse, geri adım atılmasaydı ve gündemde kalmış olsaydı oldukça farklı sorunlar ortaya çıkardı.


Gelecek günlerde ‘bu ilaçlar kansere iyi geliyor’ şeklindeki yayınlar devam ederse mutlaka bazı sorular sorulmak zorundadır. Böyle bir durumda akla gelen ilk soru, statinlerin kanserli hücreler dışında kalan, sağlıklı hücrelerin yapısını nasıl etkilediğidir.


Öyle ya statin ve kanser araştırmaları yapılıyorsa, kanser olmayan sağlıklı hücrelere statinlerin etkisi daha da ciddi bir şekilde de sorgulanması gerekmez mi sizce? Bizce evet, kanserli hastalarda statinler kullanılacaksa, söz konusu ilaçların sağlıklı hücrelere ne yaptığı sorgulanacaktı! Bir ilaç kanseri engelliyorsa, aynı zamanda kanser de yapabilir miydi!...
Kaldı ki kolesterolün masum olduğunu düşünen araştırmacılar uzun zamandan beri kolesterol düşürücü olarak statin türevlerini kullananlar insanlar arasında kanser vakalarının arttığı üzerinde oldukça ısrarlıydılar ve ilginç olan onlarda elde ettikleri bulgularda da son derece haklıydılar! Düşük veya ilaçla düşürülen kolesterol düzeylerinde damar sertliği hastalığı bir an için bunların dışında tutulsa bile, kanser dahil bir çok hastalığın artabileceğini, değişik nedenlerle ölüm olaylarının (mortalite) arttığını gösteren sayısız bulgu da gerçek anlamda ‘statinleri seven’ araştırmacıları oldukça zor durumda[8] bırakıyordu. Fakat ısrarla kolesterolü yüksek olan hastalarına statin öneren bazı uzman ve doktorlar, bu konuyla pek ilgilenmek istemiyor ve tartışmaktan sürekli kaçıyorlardı.


Statin üreten bir ilaç fabrikanızın olduğunu düşünün şimdi: Statin kullanan, lipitleri ve kolesterolü yüksek sağlıklı bireyler mi size daha çok parasal getiri sağlar, yoksa kanser hastaları mı? Sizce hangi grubun sürekli olarak ilaç, özellikle statin kullanma potansiyeli daha yüksek? Ben olsam ilaç kullanma potansiyeli en yüksek olan hasta grubunu elde tutmaya çalışır, bu gruba daha çok yoğunlaşırdım ki, şu an onlarda bunu yapmaya çalışıyorlar. Kolesterolü yüksek olan hastalara oranla, kanser hastaları oldukça az bir grubu oluşturuyor, şayet statinler kanser ilacı olursa şirketlerin satışları ve gelirleri azalacak!...


Statinler ve kanser araştırmaları, düşünüldüğü gibi gerçekten en azından kanserin bazı türleri için ‘doğru ise’, statin ilaçları kanseri hangi mekanizma ile etkileyebilirdi ki? Statinler sürekli bölünen kanserli hücrelerde DNA’ların oluşumunu bilindiği kadarıyla, direkt ve doğrudan etkilemiyordu!


Peki statinler kanser türlerinin en azından bazılarına iddia edildiği gibi gerçekten de etkiliyse ki, ben bazı gerekçelerle öyle olabileceğine inanıyorum, bu mekanizma bilimsel olarak nasıl açıklanabilirdi? Hücre içinde, bilindiği kadarıyla, statin türevi ilaçlar primer olarak sadece teoride steroid sentezini yani kolesterol molekülü oluşumunu etkileyebilirdi. Bu durumda da sürekli bölünen ve çoğalan kanserli hücrelerin, hücre zarındaki kolesterol oluşumu ve kolesterol kullanımı engellenirdi elbette! Başka türlü kontrolünü kaybetmiş hücre çoğalmasını (kanseri[9]) statin ilaçları nasıl durdurabilirdi?


Statin adı verilen ilaçlar; kanserli hücreleri öldürebiliyorsa, normal sağlıklı hücreleri de öldürüyor olabilir miydi? Elbette, bu bir sır değil! Bunu aslında bütün doktorlar biliyor…
Bütün bu yapılan çalışmaların fantezi tarafına bakıldığında ise kafanızda çok farklı düşünceler ve yorumlar kendiliğinden beyninizde canlanır ki; bu konuda biraz yorum yapmaya bizimde hakkımızın olduğunu düşünüyorum.


‘Hem statinler kolesterol düşürmek için kullanıldığında kanser yapabilir, hem de statinler kanseri olan hastalarda, kanseri önler diyen araştırmacılar haklı olabilir ’ diyecek olursam, bana oldukça fazla kızacaksınız ve beni yalakalıkla veya ‘oportünist’ olmakla suçlayacaksınız. Ama kızmadan ve yargılamadan önce bir kez de olsa dinleyin lütfen!…


Statin adı verilen kolesterol sentezini durduran ilaçları şayet organizmada bulunan sağlıklı olan hücreleri, dokuları ve organları etkilemeden, sadece bakteri zarına etkili bir çok benzer antibiyotiklerde olduğu gibi, doğrudan kanserli hücrelere ve dokulara yönlendirebilecek olursanız, statin-kanser ilişkisi gerçekten hasta lehine olumlu ve mükemmel sonuçlar verebilecek şekilde gerçekleşebilir. Hayır, şaka yapmıyorum, bu konuda ciddiyim. Statinlerin kanserli doku ve hücrelere doğrudan yönlendirilebileceği teorik mekanizmalar üzerinde düşünülüp, pratik olarak uygulama imkanı bulunduğu zaman kanser hastaları adına statinlerden gerçekten olumlu sonuçlar bekleyebilirsiniz. Kanserli bir hücre sürekli çoğalıyorsa, hücre zarında ve hücre metabolizmasında da kolesterol molekülü olmak zorundaysa, kolesterol ve steroid sentezini sürekli bölünen (kanserli) hücrelerde durdurabilirseniz, kanserin gelişimini de teorik olarak durdurmuş olursunuz, bunu kavramak için mutlaka dahi olmaya gerek yok!


Bu durumda kanser hastalarının iyileşmesi olasılığı da dahil, hastanın en azından daha iyi bir durumda olması bu gün olmasa bile bir gün mutlaka sağlanabilecektir! Bence onkoloji (kanser bilimi) uzmanları bu konuda hemen çalışmaya başlamalı, fakat statinleri doğrudan kanserli doku ve hücrelere yönlendirecek mekanizmalar üzerinde düşünmeye başlamalıdırlar! Hayır amacım ukalalık yapmak değil, biraz konu üzerinde gerçekten düşünmenizi sağlamak!


Bütün kanser hastalarına ağız yoluyla (oral) tabletlerle statin vermek; tıptı parmak ucu büyüklüğündeki ki bir tümör için bütün vücuda, bütün organizmaya radyoterapi[10] vermekle (ışınla tedavi) aynı anlamı taşır ve bundan sakınmakta gerçekten fayda var!?


Radyoterapi alanında çalışan gelişmiş laboratuarlar artık kanserli hastanın organındaki kanserli bölüme göre yapılandırılmış kalıplarla çalışmaya başladılar bile, bütün vücuda ışın vermiyorlar, bu daha güvenli.. Diğer türlü yapılan ışınla tedavi, bir bölgedeki hücreleri öldürerek (!) kanser hastalığını durdurup hastalığı tedavi ederken, radyoaktif ışınlar farklı bölgelerdeki hücre yapılarını bozarak yeni kanser odakları oluşturabilir!. Günümüz doktorlarının hepsi bu durumu mutlaka bilir. Çünkü, radyasyonun kendisi hücre yapısını ve DNA’yı bozması nedeniyle zaten kanser yapıcı (kanserojen) özellik taşır. Kanserli doku ve hücrelere ışın (radyoterapi) verdiğinizde hücrenin gelişimini, bölünme ve çoğalmasını engelleyebilir; daha doğru deyimle kanserli hücre veya dokuları öldürebilirsiniz. Fakat sağlıklı hücrelere radyasyon, yani ışın verdiğinizde, kanserli hücreler ortaya çıkarırsınız!


Radyoterapi olayında gerçekleşen durumun benzer mekanizması, şaşırtıcı olsa da statinler için geçerli (?). Bu konuyu tartışmak bile gerçekten komik çünkü hemen hemen her uzman ve doktor kolesterol düşürücü olarak kullanılan statinlerin hücre öldürücü özelliğini zaten bilir, bilmek zorunda; ama bu durum hastalara nedense hiç söylenmez. ‘Size kolesterolünüzü düşürmek için verdiğim bu ilaç, aynı zamanda, hücre öldürücüdür (sitotoksik) kanser ilacı olabilir ve bu sizi kanserden de koruyabilir’ düşüncesi, gerçekten komik olur, hiç kimse gülmese de, ben bu duruma -lütfen kimse alınmasın kahkalarla- gülerim…


Peki statin türevi ilaçlar hücre çekirdeğinin bölünmesine etki ederek söz konusu kanserli hücreleri öldürebiliyorsa ki, bunu da mutlaka savunanlar olacaktır, böyle bir durum kanserli hastalar lehinde çok olumlu bir durum gibi görünüyor olsa da; kanseri olmayan sadece kolesterolünü düşürmek isteyen hastalar için durum gerçektende çok daha vahim boyutlarda olacaktır. Sadece kolesterol düzeyini düşürmek için ilaç kullananlar insanlar adına, hep birlikte umalım ki, statin türevi ilaçların DNA ve genetik mekanizmalar üzerinde birincil etkileri olmasın, etki mekanizması sadece steroid ve kolesterol sentezini durdurmakla sınırlı olsun?!


Bir başka soru: Kolesterolü yüksek olduğu için statin kullanan insanlarda kanser vakalarında artış olur mu?


Söz konusu statinlerin, yeni kanser odakları da ortaya çıkabileceği olasılığının en iyi göstergesi, yapılan statin ve kanser araştırmalarının bizzat kendisidir demiştik, bizce başka ve ayrıca bir kanıt ve tartışma gerektirmez! Yine de açıklamaya çalışalım.


Kolesterol düzeyi statin ilaçlarının etkisiyle azalınca sağlıklı olacağını düşünen insanlar, sanıldığının tam tersine yepyeni kanser odaklarına istatistiksel olarak sahip olabilirler[11], kendi sağlık durumlarını olduğundan daha trajik bir hale getirebilirler, bunu iddia edilen araştırmacılar da vardır.


Kolesterolü bu ilaçlarla düşürülmüş bireylerde daha sık kanser vakaları görülebildiğini iddia eden Uffe Ravnskov gibi bazı araştırmacıların olmasının temel mantığını okuyucu olarak kavrayabildiniz değil mi?


Söz konusu durumun ve sağlıklı fakat sadece kolesterolünü düşürmek için bazı mantarlardan[12] izole edilmiş statin türevi ilaçları kullanan kişilerde ne anlama geldiğine isterseniz okuyucu olarak bu aşamada sizler karar verin! Hala kolesterol yüksekliği için statin kullanmakta kararlıysanız ve bu konuda ısrar ediyorsanız bu aşamadan, yani bu satırları okuduktan sonra yapacağınız seçimler tamamen sizin kendi tercihinizdir.


Statin ve kanser araştırmalarına bazı kardiyoloji ve dahiliye uzmanlarının kulakları tıkayıp, kolesterolü yüksek olan insanlara statin verilmesi ve söz konusu ilaçların yan etkilerine hala küçümseyerek bakması, işte bu nedenle hiçte (en azıdan kendi adıma) hiç hoş karşılayamadığım, affedilmesi zor bir durumdur.


İşte sizler için ortaya koyduğumuz yeni düşünce, değişik bir bakışla iki farklı paradoks! İki farklı paradigma! İstediğinizi seçmekte ve düşünmekte okuyucu olarak tamamen özgürsünüz!
Unutmayın bu kitap bir manifesto, kabul veya reddetmek sizin sadece ve sadece kendinizi ilgilendiriyor. Bazen ne düşündüğünüz değil, nasıl düşündüğünüz gerçekten önemlidir!


Özellikle günümüzde kolesterol konusunda yapılan araştırmaların çoğu birbirine yakın-benzer görüşlere odaklıdır. Farklı düşünmeniz, farklı düşünseniz bile bunu bilimsel bir platformda dile getirmeniz çeşitli nedenlerden dolayı zor hatta imkansızdır. Bir çok kurumu, kuruluşu, şirketi ve bir çok konusunda uzman sayılan kişiyi zorunlu olarak karşınıza almanız gerekir. Siz ayırım yapmadan bir genel olarak uygulamadaki yanlış gördüğünüz bir durumu bilimsel olarak teori temelinde eleştirmeye çalışıyorsunuzdur, fakat söz konusu uygulamaları yapanlar, çoğunlukla sizin sunduğunuz verileri değerlendirmeyi düşünmek yerine: kendilerinin eleştirildiğini noktaları ısrarla ön plana taşır. Olayı tamamen kişiselleştirir ve söylemeye çalıştığınız her şeyi bireysel anlamda kendilerine, mesleklerine saldırı olarak algılar, hemen savunmaya geçerler:’…biz yanlış yapmıyoruz. Sen yanlış düşünüyorsun! Sen kendini ne sanıyorsun vs vs’ uzar gider tartışma, yeni düşünceler üretmek yerine, bir şeyler söyleyip birilerine bağırınca tuhaf bir şekilde tatmin olurlar. Bilim açısından sizin söylediklerinizin çoğu sadece bu nedenle kişilikler, hırslar ve tutkular ön plana taşınmak istendiği için asla dikkate alınmaz. Bu nedenle okuyucu olarak içiniz rahat olsun, bu konuda bilimsel çalışmalar büyük bir ihtimalle yapılmayacak.
Başka nedenlerde var. Bu çalışmaları yapmak için her şeyden önce, deneylerde kullanacağınız statin türevi için, ‘patent yasası’ gereği söz konusu ilaç fabrikasından, araştırma yapmak isteyenler yazılı bir izin almak zorundalar. İlacın aleyhine çıkacak bilimsel sonuçlar ise, ilaç fabrikası sizinle anlaşma yapmış ve araştırmanıza destek vermişse, hiçbir zaman bilimsel bir dergide (patent yasası nedeniyle) yayınlanamaz…


Örneğin konuyla ilgili hiçbir uzman statin ilaçlarını direkt olarak kanserli doku örneklerine vererek, bu paradoksal durumu (sitolojik) hücre kültürlerinde test etmek araştırmak istemez çünkü muhtemelen bu teorik deney çok önceden statin üreten çeşitli ilaç şirketleri tarafından araştırılmış fakat sonuçları yaygın bir şekilde insanlara ve doktorlara açıklanmamıştır. Yapılan araştırmalar da başka bir zaman yayınlanmak üzere yüksek bir rafa kaldırılmıştır. Bu ilaç şirketlerinin kasalarında, ilerleyen bir zamandaki ‘kanser ilacı olacak’ notuyla birlikte bu çalışmalar bir köşeye mutlaka ayrılmış olmalıdır. Yeri ve zamanı geldiğinde, yani kolesterol düşürmek için statin kullanımı bittiğinde, söz konusu kanser çalışmalar bütün bilimsel dergilerde tek tek yayınlanacak, kolesterol düşürmek için olmasa da, statinler kanser hastaları için mutlaka kullanılacaktır.


Hala statinlerle yüksek kolesterolünüzü düşürmek istiyor musunuz? Kolesterolün düşük ve normal olması sizler için gerçekten iyi mi?


Damar sertliği, kalp krizi gibi hastalıklarla ilişkilendirilen yüksek kolesterolün, hastalıklardan bağımsız ölüm oranlarıyla karşılaştırılmasının defalarca yapıldığını söylersek, bu durumda okuyucu olarak nasıl bir sonuç bekleyebilirsiniz?


Bu konudaki, yani ‘yüksek kolesterol düzeyi’ ve ‘ölümler’ konusundaki bazı gerçekler ve bazı araştırmalar, tartışmalı olsa da, sizin düşündüğünüzden oldukça farklı sonuçlar ortaya çıkarmıştır. İşin uzmanlarının çoğu, kolesterol yüksekliği ve uzun yaşam ilişkisindeki kafa karıştıran araştırmaları bildiği halde dikkate almamayı, üstelik bir de size haber vermemeyi tercih etmektedir.


En azından kolesterol düşürücü ilaç alacağınız zaman, kendinize bir iyilik yapın, bir bilgisayara bulun ve internet arama motoruna sadece iki sihirli kelime girin; ‘cancer statin’. Statin almadan önce, yazılanlar üzerinde bir kez daha, ama mutlaka kendiniz düşünün!


Düşük kolesterol ya da ilaçla kolesterol düzeyini düşürmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum, çünkü düşük kolesterol düzeylerinde ölüm olayları artıyor! Evet yanlış duymadınız! Artıyor…Artacak….”[13]



[1]Alsheikh-Ali AA, Maddukuri, Han H, Karas RH. Effect of the Magnitude of Lipid Lowering on Risk of Elevated Liver Enzymes, Rhabdomyolysis and Cancer. J Am Coll Cardiol, 2007; 50:409-418, doi:10.1016/j.jacc.2007.02.073
[2] 3-hydroxy-3-methyglutaryl COA reduktaz adlı kolesterol sentezinde görevli bir enzimin çalışmasını durdurur.
[3] Dale KM, Coleman CI, Henyan NN, Kluger J, White CM.(2006). Statins and cancer risk: a meta-analysis. JAMA. 2006 Jan 4;295(1):74-80.(PubMed)
[4] Ravnskov U. (2003). Statins increase the risk of cancer among the elderly. [Article in Swedish]. Lakartidningen. 2003 Mar 13;100(11):974. (and The Cholesterol Mits).
[5] Newman TB, Hulley SB. (1996). Carcinogenicity of lipid-lowering drugs. JAMA. 1996 Jan 3;275(1):55-60.(Pub Med. Abs)
[6] Michael J. Campbell et all (2006). Breast Cancer Growth Prevention by Statins. Cancer Research 66, 8707-8714, September 1, 2006
[7] Hawk, E., Viner, J. L. (2005). Statins and Cancer -- Beyond the "One Drug, One Disease" Model. NEJM 352: 2238-2239
[8] Carlos Iribarren et al (1995). Low Serum Cholesterol and Mortality. Which Is the Cause and Which Is the Effect. Circulation. 1995;92:2396-2403
[9] Kelvin K. W. Chan et al (2003). The Statins as Anticancer Agents. Clinical Cancer Research Vol. 9, 10-19, January 2003
[10] Kanserli hücreye ışın verdiğinizde onun gelişimini engelleyebilirsiniz. Aynı şey statinler içinde geçerli (?) Bu konuyu tartışmak bile gerçekten komik.
[11] Anne Fagot-Campagna et al (1997). Serum Cholesterol and Mortality Rates in a Native American Population With Low Cholesterol Concentrations. Circulation. 1997;96:1408-1415
[12] İlerleyen bölümlerde ele alınacak.
[13] Mevlüt Durmuş (2007). Manifesto: Çarmıha gerilen molekül ve modern bilimin kolesterol masalları. Platin Yayınları. Şubat. Ankara. ISBN 978-9944-137-07-2