31 Mayıs 2007 Perşembe

Kolesterole iftira atılmış!...


Bazı Araştırmalar Kolesterolün Ömrü Uzattığını Ortaya Koyunca Tıp Dünyası Karıştı

Kolesterole iftira atılmış!
Yeni Aktuel Sayı 99





Gıda ve ilaç sanayi her gün yeni bir kolesterol düşürücü ürün çıkarırken, bilim dünyası ikiye bölündü. Bir yanda yüksek kolesterolün kalp damar hastalıkları riskini arttırdığını iddia edenler, diğer tarafta kolesterolün yaşam için vazgeçilmez olduğunu söyleyenler...
Bu konuda iki kitabı bulunan uzman biyolog Mevlut Durmuş'a göreyse tüm kolesterol ilaçlarının bir an önce yasaklanması gerekiyor.
Gazetelerin sağlık sayfalarından check-up değerlendirmelerine kadar neredeyse tüm uzmanlar "Yüksek kolesterol, kalp ve damar hastalıklarının bir numaralı sebebidir ve en acil önlem hayvansal gıdaların kesilmesidir" dedikçe, başta yumurta ve tereyağı olmak üzere bu tür besinlerin satıldığı reyonların önünden bile korkuyla geçer olduk. Hayatları boyunca sütü kaymaksız, pirzolaları yağsız yemeyen aile büyüklerinin uzun ömürleriniyse "eski toprak" olmalarına bağladık. Ancak sağlık kontrollerinde de kolesterol düzeyleri normal çıkınca, aklımızda soru işaretleri belirmeye başladı.
Ülkemizde sık olmasa da son yıllarda dünyada bu soruları cevaplayan bilimsel araştırmalar yoğunlaşıyor. Ne var ki bu bilimsel çalışmaların sonuçları "Yüksek kolesterol kötüdür" ezberini temelden sarsacak nitelikte. Ülkemizdeyse, başta Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta olmak üzere kimi doktorlar, kolesterolü temize çıkaran söylemleriyle dikkat çekiyor.
Son olarak "Çarmıha Gerilen Molekül: Kolesterol" isimli kitabında uzman biyolog Mevlut Durmuş, kolesterol düşürücü ilaçların tümden yasaklanması gerektiğini savunuyor. "Kolesterol vücudumuzun temel yapı taşları arasındadır ve yüksek kolesterolle kalp ve damar hastalıkları arasındaki risk bağı tamamen geçersizdir" diyen Durmuş, bu tezini şöyle açıklıyor: "Kolesterol ve diğer lipitlerin (yağlar) kan yoluyla taşınması için proteinlerle yapmış oldukları değişik bileşimlere 'lipoprotein' adı verilir ve lipoproteinlerin değişik grupları vardır. Kanda bu bileşimlerden bağımsız dolaşan tek kolesterol molekülüne bile rastlayamazsınız. Dolayısıyla, tek başına yararlı ya da zararlı kolesterolden de bahsedilemez. Bunun için kolesterolün içinde bulunduğu lipoprotein tipinden söz etmek gerekir. Günümüzdeki kolesterol değerlendirmeleriyse 'su yararlı ama içindeki hidrojen zararlı' demek kadar saçmadır."
"Kolesterol yüksekliği değil, küçük partiküller öldürür"
İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Vedat Sansoy ise Durmuş'un tersine, kolesterol yüksekliğinin ciddi bir risk olduğunu savunuyor. Halk arasında "kötü kolesterol" olarak bilinen LDL (düşük yoğunluklu lipoprotein) ile kalp ve damar hastalıkları arasındaki bağlantının bilimsel bir gerçek olduğunu ve istisnaların bu gerçeği değiştiremeyeceğini söyleyen Sansoy bu konuda şunları söylüyor: "LDL değerleri yüksek olduğu halde kalp ve damar rahatsızlığı olmayan uzun ömürlü örnekler bulunabilir. Ama bunlar, çoğunluk üzerinde fark yaratacak kadar fazla değildir. Yüksek LDL'nin kalp hastalıkları açısından önemli bir risk faktörü olduğunu gösteren en son olgulardan biri de Finlandiya'da yaşandı. Sabah akşam tereyağıyla beslenen Finlandiyalılar'ın kolesterol değerleri 200-300 dolayındaydı ve kalp hastalıkları görülme sıklığı da çok yüksekti. Yapılan kampanyalar neticesinde, toplum doğru beslenme bilincini kazandıkça, yani tereyağı sofralardan çekildikçe, kolesterol seviyeleri de düşmeye başladı ve sonunda kalp hastalıklarında da fark edilir bir azalma gözlendi."
Buna karşılık Mevlut Durmuş düşük kolesterol değerlerlerinin ölüm riskini arttırdığına dair araştırmalar da olduğunu belirtiyor: "Ölüm oranları ve kolesterol düzeyleri arasındaki en son araştırmalardan biri de çok yakın bir zamanda Graziona Onder ve grubu tarafından yapıldı. Araştırmacılar, 65 ve 81 yaşlarındaki 6894 hastayı, kolesterol düzeylerine göre çeşitli gruplara ayırdı ve toplam beş yıl boyunca bu grupları izledi. Sonuçta kolesterol düzeyi 160 mg/dL'nin altında olan hastaların yüzde 5.2'sinde ölüm görülürken, bu değerin 240 mg/dL ve üzerinde olduğu bireylerin sadece yüzde 1.7'si hayatını kaybetti. Yani, düşük kolesterolü olanlarda ölüm riski, yüksek kolesterollülere göre üç kat fazlaydı."Asıl sağlık problemlerinin kolesterolün hücreler tarafından sentezlenmesini sağlayan gerekli yağların yeterince alınmamasından kaynaklandığını belirten Durmuş, "Bu durumda, kolesterolün bulunduğu lipoprotein grupları yeterince büyüyemez ve hücreler tarafından yapıtaşı olarak sentezlenemez. Metabolizma söz konusu küçülmüş lipoprotein partikülünün yağ açığını tamamlamaya, partikülü kullanılabilir hale getirmeye çalışır. Bunu yapamadığı zaman zorunlu olarak, küçülen ve kullanılmayan partikülü bulunduğu yerde etkisiz hale getirmeye çalışır! İşte damar sertliği de burada başlar. Çünkü, yağ bileşenleri azalmış partikülü yok etmeye çalışırken, küçülmüş ve reaksiyona yatkın partiküller uzmanların aterom plakları dedikleri köpüksel bir oluşum meydana getirir."

Mevlut Durmuş'la aynı görüşü paylaşan uzmanlar kolesterol düşürücü ilaçların, kolesterolün kendisinden daha zararlı olduğunu düşünüyor. "Başta yeni bir antibiyotik bulmak üzere geliştirilen statinler (kolesterol düşürücüler) kas, böbrek ve sinir hücrelerinde kalıcı zararlara yol açabilir" diyor Mevlut Durmuş. Kitabında yer alan ve 2004'te Amerikan Tıp Derneği Dergisi'nde yayımlanan araştırmaya dayanarak, bu durumun en çok böbrek hastalarını etkilediğini iddia ediyor. Araştırma sonuçlarına göre diyalize giren hastalar için düşük kolesterol, yüksek ölüm riski demek.
Statinlerin zararlı olduğunu söyleyen tek uzman Mevlut Durmuş değil. ABD'deki North Carolina Üniversitesi'nden tıp profesörü Nortin Hadler de iyibilgi.com isimli internet sitesinde yayımlanan söyleşide şunları dile getiriyor: "Bugüne dek yapılmış en kapsamlı çalışma yüksek kolesterollü 3 bin erkek üzerinde gerçekleştirildi. Bu denekler beş yıl boyunca her gün bir statin kullandılar. Diğer taraftan kontrol grubundaki benzer nitelikteki 3 bin erkek plasebo ilaç kullandı. Deneyin sonunda iki grup arasında kalp-damar hastalıklarından ölme riskinin aynı olduğu görüldü. Statinler, ailesinde genç yaşta kalp hastalığı vakası görülen insanlarda kalp krizi riskini azaltıyor. Ancak bu çok küçük oranda bir hasta gurubunu işaret eder. Bu verilere bakarak kalp krizi geçirmiş hastalarda statinlerin yararlı olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak diğerleri için olası yarar çok marjinaldir ve klinik olarak anlamsızdır." Mevlut Durmuş, statinlerin ayrıca yaşlanmayı hızlandırdığını ve psikolojik rahatsızlıklara neden olduğunu belirtiyor: "Finlandiya Ulusal Sağlık Enstitüsü'nce 29 bin Finlandiyalı üzerinde yapılan araştırmaya göre kolesterolün düşük olmasının, majör depresyon sebebiyle hastaneye yatma riskini arttırdığı saptanmıştır."