Basitlik ve yalınlık bilimin
en keskin yönüdür, bazen fena
halde canınızı yakabilir!...
TAŞ DEVRİ DİYETİ VE BEYİN-KOLESTEROL İLİŞKİSİ
Bazıları için önemli olmasa da, sinir sistemi ve özellikle en ön önemli organımız olan beynimizde[1], diğer organlara oranla çok büyük miktarda kolesterol vardır. İnsan beyninin yüz gramında, 2200 (iki bin iki yüz) mg’dan fazla kolesterol bulunur ki bu, karaciğerin içerdiği kolesterol miktarının pabucunu dama atmak için yeterlidir.
Kısaca, eskimiş kolesterol söylemlerini unutun çünkü hücre içi kolesterol miktarı ve kan kolesterol düzeyi birbirinden çok farklı ve birbirinden bağımsız konular. Kolesterolü düşman gören günümüz bilimi sapla samanı henüz birbirinden ayıracak mantıksal kuralları henüz geliştiremedi veya henüz anlayamadılar. Kısaca yaşlandığımız sürece kanda kolesterolünüz yükselmiş olsa bile, hücre içinde kullanılabilir kolesterol miktarının azaldığını sizler okuyucu olarak unutmayın! Kandaki kolesterol yüksekliğine günümüz bilim adamlarının yaklaşımı bizce hiç tutarlı bir bilim anlayışı değil!
Kısaca, eskimiş kolesterol söylemlerini unutun çünkü hücre içi kolesterol miktarı ve kan kolesterol düzeyi birbirinden çok farklı ve birbirinden bağımsız konular. Kolesterolü düşman gören günümüz bilimi sapla samanı henüz birbirinden ayıracak mantıksal kuralları henüz geliştiremedi veya henüz anlayamadılar. Kısaca yaşlandığımız sürece kanda kolesterolünüz yükselmiş olsa bile, hücre içinde kullanılabilir kolesterol miktarının azaldığını sizler okuyucu olarak unutmayın! Kandaki kolesterol yüksekliğine günümüz bilim adamlarının yaklaşımı bizce hiç tutarlı bir bilim anlayışı değil!
Bu nedenle hayvansal ürünlerin kolesterol içerdiği için yasaklanmasının mantıksız bir yaklaşım olduğunu da her zaman hatırlayın!
Daha da önemlisi beyin organı için kolesterol molekülleri hayati öneme sahiptir ve beynin gelişiminde kolesterolün önemi asla unutulmamalıdır. Ağırlık olarak insan beyni ortalama 1400 gram, kertenkele beyni 0,08 gram, filinki 6000 gram, timsahınki 80 gram, köpeğinki 92 gram, tavşanınki 10 gram, deveninki 760 gram, atınki 500 gram, şempanzeninki 400 g, koyununki 140 gram, fareninki 2 gram, kutup ayısınınki 500 gram, zürafanınki 680 gram, kedininki 30 gram, baykuşunki 3 gram, balinanınki 8000 gram, kaplumbağanınki 0,3 gram, aslanınki 240 gram, su aygırınınki 580 gram, kirpininki 25 gram'dır.
Elbette bu ağırlık rakamların tek başına bir anlamı yok, fakat vücut ağırlığı ve beyin ağırlığı devreye girince iş birden bire değişiyor. Vücudun ağırlığına göre insan beyni 1/50 oranında iken, en gelişmiş memelilerde bu oran ancak 1/100 kadardır. Yani insan beyni, vücudu dikkate alındığında en büyük beyin organına sahiptir. Kısaca bir balinanın beyni ağırlık olarak insan beyninden fazla olsa da, vücut-beyin ağırlığı oranı işin içine girince insan beyninin, diğer memeli canlılardan farkı da ortaya çıkmış olur. Fiziksel ve evrimsel olarak insan beyninin gelişim ve oluşumu, memeli canlılar dünyasında büyük bir avantajdır ve fiziksel açıdan insanı doğada üstün kılan en önemli faktörlerden biri de budur. Söz konusu avantajımız özellikle hayvansal ürünlerle beslenme tarzımız nedeniyle zamanla ortaya çıkmıştır.
Beyin ve kolesterol ilişkisini[2] daha önce yazmış ve beyin kolesterol ilişkisini detaylarıyla son kitabımızda da incelemiştik[3]…
Peki, hayvansal beslenme[4] tarzından, yani et, süt, yumurta, tereyağı gibi besinlerden uzaklaşırsak, günümüz bazı bilim adamları söz konusu besinleri çeşitli gerekçelerle bize yasaklamaya devam ederlerse (?) ilerleyen zamanda neler olabilir, insan beyninin[5] gelecekteki evrimsel gelişimi ne olur?
Her şeyden önce günümüz bazı bilim adamlarının hayvansal besinlerin yasaklanması bize göre tamamıyla bilimsel saçmalıktır. Hayvansal besinlerin günümüzde kolesterol içeriği nedeniyle yasaklanıyor olması hem kendimiz, hem çocuklarımız hem de gelecekteki torunlarımızın beyinlerinin gelişimi için büyük risktir!...
Hayvansal besinler kolesterol içeriği bahane edilerek yasaklanmamalı!
Hayvansal beslenme tarzından uzaklaştığımız sürece, beyinsel evrim ve gelişmemiz maalesef tersine işleyecek gibi görünüyor! Bu durumu Türkiye’de yıllardır insanlarımıza anlatmaya çalışan Prof. Dr. Ahmet Aydın, Dr. Güçlü Ildız gibi çok değerli uzmanlar elbette var[6], yıllardır söylüyorlar ve son yapılan araştırmalar da bu bilim insanlarımızı desteklemekte…
Buyurun sizlere kendi bilim adamlarını dinlemeyenler, kendi bilim adamlarını dikkate almayanlar için, yurt dışı kaynaklı bir haber: “Bilim adamları, özellikle beynin hızla değişmeye devam ettiğini açıkladı. Genler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, halen yüzlerce genin değişim göstermeye devam ettiği duyuruldu. Wisconsin Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, insan beyninin sürekli evrim içinde olduğu ve yaşanan evrimin beklenmedik bir şekilde gelişiyor. Bilim insanları kafatasları üzerine yaptıkları ölçümler sonucunda, son 5 bin senedir insan beyninin küçülmekte olduğunu açıkladı. Avrupa, Çin, Güney Afrika ve Avustralya’dan alınan kafatasları üzerinde yapılan araştırmalar sonrasında, son 5 bin sene içinde insan beyninin tam 150 santimetre küp küçüldüğü açıklandı. Bu şekilde, insan beyni 5 bin sene önceki haline oranla yüzde 10 küçüldü. Bilim insanları ise hayvan avı ile geçinen insanlıktan bu yana ihtiyaçlarını başkaları ile gidermeye başlayan insanların edindiği davranış değişikliklerinin beynin küçülmesini tetiklediklerini ifade ettiler.”[7]
Günümüzde ise bu durum daha da ileriye ve sözde ‘bilim’ adına yürütülen kampanyalarla daha da hızlı ilerliyor. Fakat durum gün geçtikçe daha da komik bir hal alıyor. Bilim adamlarının bu umursamaz tutumu artık televizyonların, şov programlarının, Tom Naughton (*) gibi ünlü komedyenlerin eğlencesi haline gelmiş durumda..
Çoğu bilim adamlarının iddialarının tam tersine günlük kalori ihtiyacının (1500–2000 kalori) en az yarısı mutlaka hayvansal gıdalardan sağlanmalı.
İnsan beyninin evrimsel gelişimi, günümüz bilim adamlarınca hayvansal besinleri yasaklayarak durdurulmamalı!
Yoksa küçülmekte olan beynimiz, daha da hızla küçülecek...
İşte bu nedenle hayvansal besinler!
Bu nedenle yapabildiğiniz, başarabildiğiniz kadar taş devri diyeti!...
Uzm. Biyolog
Mevlüt Durmuş
DİPNOT VE AÇIKLAMALAR
[1] Merkezi sinir sistemi ve periferik sinir sistemi, beyinden başlayarak omurilik dâhil bütün periferik sinir hücrelerini kapsar. Biz merkezi, santral, periferik sinir sistemi yerine, konuya yabancı olanlar için daha anlaşılır olsun diye, sadece beyin ve sinir sistemi terimlerini kullandık. Ayrıca beyin organının çok büyük bir bölümünün su (% 90) olduğu da her zaman hatırlanmalıdır.
[2] http://beslenmebulteni.com/bes/index.php?option=com_content&task=view&id=137&Itemid=172
[3] Mevlüt Durmuş (2009). Kolesterol ve Akıl Oyunları. Hayykitap. İstanbul
[4] Prof. Dr Ahmet Aydın (2009) Taş Devri Diyeti. Hayykitap. İstanbul
[5] Beyin kendi kolesterolünü kendi sentezlemekle birlikte, bizim henüz kabul görmeyen düşüncemize göre organizmaya ait bütün organlar hücre içi kolesterol miktarı konusunda ‘birleşik kaplar kuralı’na göre çalışır. Yani diyetle, besinlerle alınan kolesterol miktarı azaldığı, farklı organlara ait hücrelerde, özellikle hücre içinde kolesterol miktarı azaldığı zaman beyin organı kendisi için üretmiş olduğu kolesterol moleküllerini hücre içinde kullanmakta zorlanabilir. Bütün organlara ait hücrelerde, hücre içi kolesterol miktarı yeterli olmalıdır. (Hücre içi kolesterolü, kan kolesterolünden bağımsız ve birbirinden çok farklı, bkz. Kolesterol ve Akıl Oyunları)
[6] Bkz. Beslenmebulteni.com
[7] http://www.iha.com.tr/haber/detay.aspx?nid=96815&cid=13 Bu konuda mutlaka itirazlar ve görüşlerimize katılmayanlar da olacaktır. Hayvansal beslenme ve beyin gelişimiyle ile ilgili bilimsel itirazların ilgili üniversiteye ve bilim adamlarına yapılması yerinde olur.
[1] Merkezi sinir sistemi ve periferik sinir sistemi, beyinden başlayarak omurilik dâhil bütün periferik sinir hücrelerini kapsar. Biz merkezi, santral, periferik sinir sistemi yerine, konuya yabancı olanlar için daha anlaşılır olsun diye, sadece beyin ve sinir sistemi terimlerini kullandık. Ayrıca beyin organının çok büyük bir bölümünün su (% 90) olduğu da her zaman hatırlanmalıdır.
[2] http://beslenmebulteni.com/bes/index.php?option=com_content&task=view&id=137&Itemid=172
[3] Mevlüt Durmuş (2009). Kolesterol ve Akıl Oyunları. Hayykitap. İstanbul
[4] Prof. Dr Ahmet Aydın (2009) Taş Devri Diyeti. Hayykitap. İstanbul
[5] Beyin kendi kolesterolünü kendi sentezlemekle birlikte, bizim henüz kabul görmeyen düşüncemize göre organizmaya ait bütün organlar hücre içi kolesterol miktarı konusunda ‘birleşik kaplar kuralı’na göre çalışır. Yani diyetle, besinlerle alınan kolesterol miktarı azaldığı, farklı organlara ait hücrelerde, özellikle hücre içinde kolesterol miktarı azaldığı zaman beyin organı kendisi için üretmiş olduğu kolesterol moleküllerini hücre içinde kullanmakta zorlanabilir. Bütün organlara ait hücrelerde, hücre içi kolesterol miktarı yeterli olmalıdır. (Hücre içi kolesterolü, kan kolesterolünden bağımsız ve birbirinden çok farklı, bkz. Kolesterol ve Akıl Oyunları)
[6] Bkz. Beslenmebulteni.com
[7] http://www.iha.com.tr/haber/detay.aspx?nid=96815&cid=13 Bu konuda mutlaka itirazlar ve görüşlerimize katılmayanlar da olacaktır. Hayvansal beslenme ve beyin gelişimiyle ile ilgili bilimsel itirazların ilgili üniversiteye ve bilim adamlarına yapılması yerinde olur.
(*) http://www.fathead-movie.com/index.php/about/ Komedyen Tom Naughton kolesterol, yağlı beslenme ve hayvansal besinlerle ilgili yanlış ve tutarsız söylemleri komediyle eleştirdi, kendi deneyini belgesel haline getirdi.