29 Mart 2013 Cuma

Gizlenen sır: Kolesterol ilaçları sadece kolesterolü mü düşürür?





Önce zarar verme ilkesi
ne kadar zedelenirse, tıp da
o kadar amacından ve kendinden
uzaklaşmış sayılır...
 

 
GİZLENEN SIR: KOLESTEROL İLAÇLARI SADECE KOLESTEROLÜ MÜ DÜŞÜRÜR?

Ne şiş yansın ne kebap türü birçok kolesterol ilacı haberlerine hazırlıklı olun!

Kolesterol ilaçları kalp için iyi ama hafıza için kötüymüş.
[1]

Kolesterol ilaçları böbrekler için zararlıymış, kas, karaciğer rahatsızları gibi bazı olumsuz etkileri görülse de bu biraz daha araştırılmalı, kesinleştirilmeliymiş.
[2]

Kolesterol düşürücü statinler diyabet (şeker hastalığı) riskini arttırıyormuş
[3] bu yüzden yüksek doz olarak statin kullananlar dikkatli olmalıymış. Paradoksa bakın ki, şekeri yüksek olanlara çoğu zaman kolesterolü yüksek olmasa da, kalp krizinden korumak adına kolesterol ilacı (statin) verilebiliyor, bu ne yaman çelişki…

Daha bir çok şey yazılabilir: Kas krampları, kas erimesi, eklem ağrıları, kas ağrıları, uykusuzluk, hafıza kaybı, huzursuzluk, anksiyete, alerjik reaksiyonlar, erkek çocuklarda meme büyümesi, hepatit, kataraktın kötüleşmesi, iktidarsızlık, kaşıntı, egzama, karaciğer enzimlerinde artış,vertigo
[4] gibi etkiler de var, ama bu hiç önemli değil. Bunlar önemsiz ve değersiz yan etkiler bazılarına göre! Kolesterol ilacı veririz, kolesterol düşer, yukarıda belirtilen yan etkiler ortaya çıkınca, (hasta bu durumun aldığı ilaçtan kaynaklanabileceğini zaten genellikle bilmez,) söz konularda ilgili başka uzmanlara gider, söz konusu etkiler içinde ayrıca ilaç kullanır. Yine bazılarına göre bunlar önemsiz detaylarmış, şeker hastalığı (diyabet) bu ilacın bir riski bile olsa şekerin tedavisi daha kolaymışmış…

Bu durum, hastasını gerçekten düşünen hekimler için gerçekten büyük bir paradoks gibi görünse bile hekimlerimiz bu konuyu aşabileceklerini düşünüyorum. (İşe steroid-metabolizmasının insan için öneminden başlamak çok önemli)


*****************************

Kanda kolesterol düzeyi düşürmek için, kolesterol sentezini statinlerle engellemek sadece madalyonun hekimlerimize  anlatılan kısmıdır. Gerçekte kolesterol düşürücü ve kötü kolesterol düşüren (LDL-k) statinlerin kullanılmasında hekimlerimize gösterilen amaç ve ortaya çıkan gerçek sonuç söylenenden çok farklı ve göründüğünden çok daha fazladır. Statinler hakkındaki açıklama her zaman olmasa da basit bir mantığa dayalıdır: 'Bu ilaç hücre içinde kolesterol sentezini engeller. Kanda kolesterol düzeyi yüksek olanlara bu ilacı ver, kandaki kolesterol düşsün ve hasta iyi olsun' hep düz mantıkla kurulmuş aynı masal...

Keşke bu kadar basit olsa!

Önce bir soru; kanda tek başına kolesterol diye bir molekül bulmak mümkün mü?

Boşuna aramayın, kanda tek başına dolaşan kolesterol diye bir molekül bulamazsınız. Çünkü kanda kolesterol partiküllerle (VLDL, IDL, LDL, HDL, Şilomikron) taşınmak zorundadır! Total kolesterol dediğimiz olgu da partiküllerdeki toplam kolesterol miktarıdır. Kötü kolesterol dediğimiz LDL partikülünde bulunan kolesterol miktarıdır, iyi kolesterol dediğimiz ise HDL partikülünde bulunan kolesterol miktarıdır. Yani tek başına, partiküllerden bağımsız kolesterol molekülü yoktur ve olmamıştır. Gerçekten düşünen bir beyinle baktığınızda, kanda partikül sayısı artışıyla kolesterol düzeyiniz birbirleriyle yakından ilişkilidir. ‘Ne kadar ekmek, o kadar köfte’ meselesini sanıyorum bütün okuyucular biliyordur. Kolesterol içinde aynı şey geçerlidir: Kanda ne kadar (özellikle LDL) çok partikül varsa, o kadar fazla kolesterol vardır. Bunun tersini iddia etmek reel düşüncenin sınırlarını aşar.(Daha korkunç olan, köftenin de ekmeğin de azaldığı durumlar var 'small LDL', fakat bu daha sonraki zamanlarda ele alınmalı )

Burada, sözde değil özde bilim insanlarının sorgulanması gereken, kolesterol artışı değil, kanda partikül artışının nedenleri olmalıdır. Çünkü kanda partikül dolaşıyor, kolesterol sadece partiküller üzerindeki bileşenlerden biri. Bu nedenle kolesterole çok fazla takılmayın-kolesterol zorunlu olarak zaten partiküllerde bulunmak zorunda. Yüksek kolesterol değerlerine sahip birini gördüğünüzde, mutlaka kişinin partiküllerinde de bir artış olduğunu unutmayın yeter. Yani kolesterol yüksekliğini tanısal anlamda, kandaki partikül çokluğunu göstermek açısından değerlendirebilirsiniz elbette, burada bir sorun yok. LDL’ye ait kolesterol yüksekse (LDL-k), LDL partikül sayısı da yüksek olmak zorundadır, fakat gerçek temel sorun size anlatıldığı gibi kolesterol değerinin düşürülmesi değildir!

Asıl sorun başka, uzmanım diyenler de bence meselenin aslını görmek istemiyor!

Günümüzdeki kapitalist bilim anlayışı, kandaki partikül artışını neden-sonuç ilişkisini sorgulayacak durumda değil. Çünkü kandaki partikül çokluğunun neden ve sonuçları hekimlerimizin kafasına takılırsa, bu iş hücre içinde kolesterol sentezini engellemekten çıkar, çok daha farklı ve daha akılcı noktalara varır. Bu durumda işini adam gibi yapan hekimler dışında kalan grup, birçok insan ve ilaç şirketleri mutlaka zarar eder. İşte bu nedenle olabildiğince bilim insanlarının, doktorların ve araştırmacıların kafasının karıştırılması gereklilikten öte mutlak bir zorunluluktur. Bunu ilaç şirketleri ve şirketlerin destekledikleri araştırmacılar yapar genellikle. Olayı bilenler, bilip de söylemeyenler dışında kalan büyük bir çoğunluk, kanda partikül çokluğunun nedenlerini sorgulamamalıdır, bu konuya asla girmemelidir. Çeşitli yayınlarla mutlaka hedef saptırılmalıdır, araştırmacılara gösterilen hedef partikül artışı değil kolesterol artışı olmalıdır. Çünkü şimdilik kolesterol düşürücü ilaçlardan para kazanılacaktır. Birileri siz farkında olmasanız da hepimizi kolesterol molekülüne, kolesterol artışına yönlendiriyor, çünkü kolesterol yüksekliği bahanesiyle kazanılacak milyarlarca dolar kendilerini bir köşede bekliyor. Onlar için hücre içi metabolik bir yolun engellenmesinden dolayı kaç insanın zarar gördüğü hiç önemli değil, insan nüfusu sürekli artıyor nasıl olsa…
******************************************

Sahi hücre içinde metabolik bir yol engellendiğinde, metabolik yolları engellenen hücrelere ne olur?

Hastalarını düşünen bir hekimin bilmesi gereken şu: Partikül oluşumunu, dolayısıyla partikül salgılayan hücreleri öldürmeden kan kolesterol düzeyini düşürmeniz mümkün değildir. Yani ilaçlarla (statinlerle) kolesterol düştüğünde kandaki partikül sayısı-yoğunluğu da (özellikle LDL) azalacaktır. 'Buyurun işte kolesterolü düşürdük' diye sevinecektir birileri...

Unutmayın!

Sadece kolesterolü düşürmediniz, karaciğer hücrelerinin kana partikül vermesini (VLDL) de engellediniz, başka türlü düşmez ki bu kolesterol!...

Peki kan kolesterolünü düşürebilmek adına, hücre içinde partikül oluşumunu nasıl engelleriz?

Bu sorunun cevabı oldukça basit! Hücre içinde partikülü meydana getiren bileşenlere yani kolesterol, apo B-100, trigliseritler veya fosfolipitlere doğrudan çeşitli ilaçlarla saldırın ve partikül oluşmasını-partikülün kana verilmesini engelleyin, bu durumda kan kolesterolü mutlaka düşük görülecektir!

Bu olayı kavramak için hücre içindeki metabolik yollara saldıran, piyasada bulunan bazı kolesterol düşüren ilaçları tiplerine göre inceleyelim isterseniz. Şimdilik bildiğim kadarıyla lipoprotein partikül bileşenlerinden kolesterole, apo B-100’e ve trigliserit oluşumuna etki eden ve kolesterol düzeylerini düşüren ilaçları var. Yani kolesterol sentezini etkilemeden de, kan kolesterolünü düşüren ilaçlar var, bunu biraz düşünmenizi isterim doğrusu...

1) Kolesterol sentezini engellersiniz (statinlerle), böylece dolaylı olarak partikül oluşumunu da engellemiş olursunuz. Statinler, kolesterol oluşumunu engeller, kolesterol oluşmayınca partikül (VLDL) oluşumu engellenir ve hücre içi lipoprotein metabolizması bozulur. Kana partiküller salınamaz, kanda kolesterol düşük görülür.

2) Kan kolesterolünü düşürmek için farklı bir şey yapmak istiyorsanız, partikül yapısında bulunan, lipitleri taşıyan apolipoproteinleri de hedef alabilirsiniz. Hücre içinde ApoB-100 oluşumunu engellersiniz, örneğin genetik kolesterol yüksekliği için kullanılan mipomersen (5) adı verilen ilaç bu işe yarar. Apo B-100 oluşmayınca da yine partikül oluşumunu engellemiş olursunuz. Böylece hücrenin lipoprotein metabolizması bozulur, kana partikül salınamaz ve kanda kolesterol değerleri düşük görülür (6).

3) Partikülü trigliserit aktarılmasını sağlayan enzimleri Lomitapide[7] gibi ilaçla bloke edersiniz, böylece hücre içinde, trigliseritler partiküle aktarılamadığı için sağlıklı partikül (VLDL) oluşamaz, kana partikül verilemez ve kanda kolesterol düşük görünür!


Başka bir yol yok!

Sonuç olarak hekimlerden gizlenen, sizlere ilaçlar konusunda söylenmeyen gerçek hedef her zaman kana verilen partiküllerdir, kolesterol bu işin küçük bir basamağını oluşturur. Çünkü partikülü oluşturan bileşenler (lipoprotein partikülü, şekil) yok edildiğinde sağlıklı bir partikül oluşamaz ve salgılanamaz. Başka türlü de kanda kolesterol düzeyi ilaçlarla asla düşmez, düşemez! Başka kanıt mı istiyorsunuz: Kandaki çoğalan partikülleri çeşitli cihazlarla temizleyerek
[8] kanda kolesterol düşüklüğünün sağlanması da bu nedenle yapılmıyor mu, bu kanıt yeterli değil mi sizce?

İyi işte hem kolesterol, hem de partikül sayısı azalıyor daha ne olsun, sen biyolog olarak ortalığı neden karıştırıyorsun, neden boşuna düşman ediniyorsun, belanı mı arıyorsun’ demek için çok erken, bunun için acele etmeyin!

Kolesterol yüksekliği sorunu, karaciğerin fazla partikül ya da kolesterol üretmesiyle ilgili olsaydı inanın hiç sesimi çıkarmaz, kendi köşemde oturur, canlılığın (biyolojik) başka gerçekleri üzerinde kafa yorar, hem boş yere düşman kazanmaz ve hem de yorulmazdım.
Ama öyle değil!

Kanda partikül (dolayısıyla kolesterol) artışının nedeni, hücre içinde fazla partikül ya da kolesterol yapımı değildi ki! Neden hücrelerin yapım fonksiyonlarına (anabolizma) müdahale ettim, Asıl sorun hücrelerin üretilmiş partikül ve kolesterolü kullanmamasıydı (katabolizma), bu nedenle kanda partikül ve kolesterol birikiyordu.

Yani katabolizması bozuk hücreleri iyileştirmek yerine, ben anabolizmayı da bozdum!


Gerçekten iyi mi yaptım?

Genetik kolesterol yüksekliğine yeniden bir bakın, sorun fazla kolesterol yapımı mı yoksa üretilen partiküllerin çeşitli nedenlerle (LDL reseptörleri, apo B-100 mutasyonları vs) kandan geriye alınamaması mı, biraz dikkatli bakın mutlaka göreceksiniz?

Kandaki kolesterol yüksekliğinde gerçek sorunun hücresel olarak fazla partikül üretimiyle ilgilisi olmadığını, bir televizyon da uygulamalı olarak biz gösterdik. Dahası hiç anlamayacak insanlar belki anlar diye yaptık, hatta bazı uzmanların gizli ve açık hakaretlerine  maruz kalsak da aldırmadık. Daha sonra ilaç şirketi araştırmacıları da (tesadüf bu ya) hemen yeni ilaçlarını piyasaya sürmek için harekete geçtiler
[9]. Çünkü gerçekten de kandaki yüksek kolesterol fazla üretim, fazla partikül sorunu değildi. Bazıları duymamak için kulaklarını tıkasa da, yıllar önce bizim söylediğimiz gibi kanda çeşitli nedenlerle (genetik ve çevresel) ortaya çıkan partikül birikimi sorunuydu. Kandaki kolesterol yüksekliğinin, engellemiş olduğunuz hücre içindeki kolesterol üretimiyle veya fazla partikül oluşumuyla hiçbir ilgisi yoktu! Üretilen partikül ve kolesterol kullanmadığı, karaciğere geri dönemediği için kanda birikiyor ve kolesterol yüksek çıkıyordu…

Dürüst çalışan hekimlerin birçok sorusunun olduğunu biliyorum: Mademki hücre içinde fazla partikül oluşumu ya da fazla kolesterol sentezi yok, o halde neden partikül oluşumunu ya da kolesterol sentezini engelliyorum? Kandaki kolesterol yüksekliğinin nedeni fazla partikül oluşumu, fazla kolesterol yapımı değilse ben ne yapıyorum? Bu ilaçları insanların kolesterol düzeyini düşürmek için kullanmakla iyi mi yoksa kötü mü yapıyorum? Kolesterol yüksekliğinin hücresel sentezlerle ilişkisi yok, ben neden hücresel sentezleri bloke ediyorum?

Bu soruların cevabını hekimleriz kendisi bulmak zorunda. Ben sıradan bir biyolog olarak düşüncelerimi aktarmakla sorumluyum, temel tıp bilimleriyle uğraşan biri olarak temel sorumluluğum bu...

Temel tıp bilimlerinde hücre biyolojisinin en gerçek kuralını asla unutmayın: Hücre içinde yaşamsal metabolik yollardan herhangi birini engellerseniz, o hücreyi de zaman içinde mutlaka öldürmüş olursunuz: Örneğin antibiyotikler ve kanser ilaçları bunun için piyasada bulunuyor.  

Statin, mipomersen veya lomitapide gibi kolesterol düşürücü ilaçlar ne yapıyor, hücre içi metabolizmayı bozmuyor mu?

Elbette ilaç ve tedavi işi de hekimlerin sorumluluğunda!

Unutmayın, sizler hekim olarak tıp tarihine, ailenize, insanlara ve kendinize söz verip ‘önce zarar verme’mek üzere yemin etmiş ‘Primum nil nocere!’ ilkesini kabul etmiştiniz!
Ve gerçek bir hekimseniz bu ilkeden asla vazgeçmeyin!

 



Mevlüt Durmuş
Uzm.Biyolog
www.kolesterolmasallar.blogspot.com

29 Mart 2013
Kaynak ve Dipnotlar


[2] http://www.vancouversun.com/health/Statins+tied+risk+kidney+trouble/8125400/story.html

[3]http://www.cbc.ca/news/health/story/2013/01/24/cholesterol-statin-recall.html

[4]http://kolesterolmasallar.blogspot.com/2012/10/kolesterol-tartsmalar-srasnda-saglk.html

[5] Daniel N. Ricotta, and William Frishman, (2012). Mipomersen: A Safe and Effective Antisense Therapy Adjunct to Statins in Patients With Hypercholesterolemia. Cardiology in Review Volume 20, Number 2, March/April 2012

[6] http://klinikfarmakoloji.com/index.php?q=node/1164 (Prof.Dr Cankat Tulunay) Amerika’ da FDA söz konusu kolesterol düşürücü ilacı onaylasa da, Avrupa’nın EMEA’sı bu ilacın satışını yan etkilerinden dolayı onaylamamıştır. Bizim Türkiye’deki durumu bilmiyorum.

[7] Frederick J Raal (2013). Lomitapide for homozygous familial hypercholesterolaemia. The Lancet, Volume 381, Issue 9860, Pages 7 - 8, 5 January 2013

[8] Lee WP, Datta BN, Ong BB, Rees A, Halcox J. (2011). Defining the Role of Lipoprotein Apheresis in the Management of Familial Hypercholesterolemia. Am J Cardiovasc Drugs. 2011 Oct 18. (http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22011648)

[9] Robert A. Vogel (2012). PCSK9 Inhibition: The Next Statin? Journal of the American College of Cardiology, Vol. 59, No. 25, 2012, doi:10.1016/j.jacc.2012.03.011

22 Mart 2013 Cuma

Kanser ilaçları ve antibiyotiklerden yeni bir kolesterol düşürücü ilaç yaptım!...



Doğruların anlaşılmasına karşı bir direnç varsa, yanlışı anlatmak daha kolaydır. Yani doğruyu değil, yanlışı anlat, nasıl olsa doğru anlaşılır! 
 
 
Kanser ilaçları ve  antibiyotiklerden yeni bir kolesterol  düşürücü  ilaç yaptım!...
Hepsi olmasa da, çoğu uzman en azından statinlerin (kolesterol düşürücülerin) bazı yan etkileri artık görüyorlar, 'yok öyle bir şey atıyorsun' filan demiyorlar artık, bu nedenle çıtayı biraz yükseltmek gerek!

Kolesterol ilaçlarının zararları konusunda ‘bilinç’ oluşturmak adına, çıtayı yükseltmek istememizin nedeni aslında basit: Ben ve bazı dostlarım biliyoruz ki, kolesterol molekülü kalp damar hastalıklarında molekül bazında masum ve kan kolesterolünü düşürmekte kullanılan statin ilaçları hücre içinde kolesterol sentezini engelleyerek hücre ölümlerine de neden oluyor.

Bundan çok daha kötü bir durum var: Biz yine  biyolog olarak biliyoruz ki, hücre içi steroid oluşum ve farklılaşamalarımız gün geçtikte ve yaşlandıkça azalıyor, yani hücre içi steroid-kolesterol sistemimiz biz yaşlandıkça  +18 (onsekiz)  yaşındaki delikanlılık zamanlarımızdaki gibi çalışmıyor artık.  Yaşlandığınızda kanda kolesterol yüksek görünse de (göreceli) siz bu yüksekliğe aldanmayın, hücre içinde steroidler açısından işler ters gidiyor.  Ve bazıları statin türevi ilaçlar kullanarak bu duruma deyim yerindeyse tuz-biber ekiyorlar.   Karaciğer  (rejenerasyon) yeteneği ile durumu az çok kurtarıyor, ama durumu kurtaramayan bir çok organ, doku ve hücrelerde yan etkiler kaçınılmaz olarak gelişiyor. Diyabet, kanser, cinsel bozukluk, hafıza kaybı[1], depresyon, böbrek hastalıkları vs, vs artıyormuş,  bazıları için bu hiç önemli değil[2]. Söz konusu yan etkiler kanıttan bile sayılmıyor bazı kardiyologlara göre. Yetmezmiş gibi, bu yan etkileri görmemek için hala utanmadan  ‘kanıta dayalı tıp’ kavramının arkasına saklanıyor. Yan etkiler de kardiyoloji kökenli dostlarımı ikna etmiyor, kanıttan sayılmıyor.  Söz konusu arkadaşların kavrayamadığı nota şu: Yan etkilerin kanıtlanması  gerekmiyor, tam tersine ilacın etki mekanizmasının çok iyi bilinmesi gerekiyor; bu aynı zamanda kolesterol düşürmek için neden bu ilacı kullanmamanız gerektiğini gösteren en iyi kanıtınız!  Hücre içinde steroid metabolizmasını statin adı verdiğimiz ilaçla engelleyerek hücreleri öldürüyorsunuz ve hücreleri öldürdüğünüzü hastalarınıza söylemiyorsunuz, kolesterolü düşürdüğünüzü söylüyorsunuz!

Steroidlerin ve steroid sentezi sırasında ve daha sonrasında ortaya çıkması gereken biyokimyasalların, biyolojik fonksiyonlarını gerçekten bilmediğinizi veya tam anlamadığınızı düşünmeye başladım. Söz konusu biyokimyasalların eksikliğinde organizmada neler olabileceği üzerinde hiç bir yorum yapamıyorsunuz. Hücre içinde steroid-kolesterol metabolizmasının önemini anlamak,  ‘statin kullanıldığında’ hangi yan etkilerle başbaşa kalacağınızı  da dolaylı olarak gösterir. Bu tartışmalarda  biraz temel bilgiye, mantığa ve akıllı olmaya ihtiyaç var.  Temel  biyolojik kuralları unutup, mantığı bir yana bırakıp sadece kanıt aramak da aptallığın farklı bir göstergesidir bana göre. Yani 500 metreden paraşütsüz düşen insanların öleceği mantıksal olarak kaçınılmaz; böyle bir durumda kimse ‘sen bunu kanıtla, 500 metreden atla ve ölünebileceğini kanıtla, ve deney sayın da mümkünse 100 kişi olsun, tıp kanıta dayalıdır ve benim bunu görmem gerekir ’ demek, tıbbın mantık, matematik ve akıl  kurallarını hiçe sayması değil midir?  Hücre içinde steroid ve kolesterol oluşumunu engelleyerek hücreyi öldüreceksin ve sonra da bana hiç sıkılmadan ‘yan etkilerin çokluğunu, statinlerin faydasız olduğunu sen bana kanıtla’ diyeceksin.  Temel bilgi ve kanunların olmadıkları yerde 'kanıt' arayabilirsin, yoksa en saçma konularda bile mantık ve teorileri hiç kullanmadan kanıt istemek, işi yokuşa sürmekten, suyu bulandırmaktan başka bir şeye yaramaz. Bunları söyleyenlerin  hepsi de az çok büyük beyin...

Ve bu durumu  benim küçük beynim almıyor!

İçimden bir ses haykırıyor: ‘Hoca kendine gel,  hücreleri öldürüyorsun, sana daha neyi kanıtlayayım? Daha da kötüsü, kandaki kolesterol yüksekliğinin hücre içi kolesterol senteziyle ilişkili olmadığını, kan kolesterol yüksekliği sorunun hücresel aşırı üretim değil, kanda kullanılmayan partiküllerden kaynaklanan birikim sorunu olduğunu bileceksin, buna ragmen hücre içinde kolesterol sentezini durdurmak için ilaç kullanacaksın ve bana ‘kanıta dayalı tıp’ konusunda muhteşem bilgiler vereceksin, bırak kalsın hoca, senin mantığın sana, benim mantığım bana!’

Bu oyunu bitirmenin tek yolu var!

Ve ilaç şirketlerini kıskanıyorum galiba, yıllardır ben debelenirken nedense bana güldüklerini hissediyorum çoğu zaman...

Bir kolesterol düşürücü ilaç mı yapsam?

Bunca yıl bir şeyleri anlatmaya çalışmaktansa, bir statin benzeri ilaç yapmak bence daha kolay, gerçekten de kolay!

Piyasada antibiyotikler ve kanser ilaçları zaten var. Bu ilaçlarla çok küçük dozlarda biraz ayarlamalar yapmam gerekir! Biliyorsunuz, bir antibiyotiğin antibiyotik olması için bakterinin veya hücrenin ölümüne yol açacak bazı temel canlılık mekanizmalarına müdahale gücüne sahip olması gerekir. Bu çok farklı şekillerde olabilir. Hücre duvarını, nükleik asit sentezini, protein sentezini ya da metabolik yollardan en az  birini etkisiz hale getirmelidir antibiyotikler ki, hücre ya da bakteri rahatça ölsün. Kolesterol düşürücü olarak kullanılan statinler de metabolik yollardan birini durdurur, doğrudan steroid-kolesterol sentezini hedef alarak hücreleri öldürür. Ve  ayrıca çok iyi biliyorsunuz ki antibiyotikler de, statinler de aynı kökenden gelir[3] genel olarak, bazı mantarlardan elde edilirler.

Olmaz diye hemen itiraz etmeyin, bunu zaten benzer hastalıklarla uğraşan bir çok klinisyen, doktor ve uzman kendi deneyimlerinden  zaten biliyordur! Antibiyotiklerle tedavi ettikleri birçok hastada kolesterol düşüşlerini mutlaka tahlillerinde görmüşlerdir.  Sadece  doktor ve akademisyenler değil,  bir şekilde antibiyotiklerle veya kanser ilaçlarıyla tanışmak zorunda kalan çoğu sıradan insanımızda antibiyotik ve kanser ilaçlarının kolesterol düzeylerini düşürdüğünü  görmüş olabilir!

Hemen hemen aynı mekanizma, zaten kolesterol düşürücü statinlerle  canlı hücreleri  (özellikle karaciğer) öldürmeden kandaki kolesterol düzeyini asla düşüremezsiniz. Steroid sentezini engellemek bu işin sadece söylenen  doktorlara söylenen kısmı!

Söylenmeyen, cevap verilmeyen, asıl cevap vermeniz gereken  soru şu: ‘Steroid –kolesterol sentezi engellenen bir hücrenin yaşama şansı var mıdır? Gerçekten merak ediyorum, bu konuda bir fikriniz var mı?

Sizce hücre içinde steroid sentezi durduktan sonra, hücreye ne oluyor?

Utanmadan sıkılmadan söylemeniz gereken şu: ‘ Statinlerde, tıpkı antibiyotikler ve kanser ilaçları gibi mutlak ‘sitotoksik’ moleküllerdir.’  

Statinlerin bazı inflamasyon olaylarda antibiyotikler gibi etkili olmasına, direnci artan tüberküloz bakterilerini [4]öldürmesine veya statinlerin kanser hastalarında faydalı olmasına[5] neden şaşırıyorsunuz ki? Bunda şaşıracak ne var?  Ben sıradan bir biyolog olarak sizin ‘şaşkın durumunuza’ bakıp şaşırıyorum…

Beni  yakından tanıyanlar bilir, ortalarda görünmeyi de pek sevmem, birileriyle bilimsel de olsa kavga etmeyi de sevmem.  Ama  insanlara mutlak bir şekilde zarar verdiğini düşündüğüm bir konuda mantıksız ve aptalca düşüncelere de fazla tahammül etmemi benden beklemeyin, o kadar alçakgönüllü değilim: Statin kullanarak insanlara faydalı olmuyorsunuz, insanlara faydadan çok zarar veriyorsunuz!

Asıl konu başlığımıza gelelim:

Büyük ilaç şirketlerinin bol sıfırlı  teklifini bekliyorum.

Kanser ilaçlarından ve antibiyotiklerden oluşan karma bir kolesterol düşürücü ilaç yaptım. Statinlerin yan etkileri gibi çok azıcık bir yan etki  mekanizması  var.  Özellikle karaciğer hücrelerini yavaşça, çaktırmadan  öldürerek kolesterolü düşürüyor.  Merak etmeyin karaciğerin rejenerasyon (kendini yenileme) yeteneği de bizi destekliyor, ölen hücrelerin yerini belli bir süre sonra yenileri alıyor, sonra ilaç yeniden hücreleri öldürüyor  ve bu böyle devam ediyor, çok ciddi yan etkilerin çıkması da uzun zaman alıyor.

 Benim 'Megamegalostatin' adını verdiğim kolesterol düşürücü  ilaca da destek verir misiniz?

 

Mevlüt Durmuş


 

Dipnot ve kaynaklar

[1] http://articles.washingtonpost.com/2013-03-11/national/37615693_1_statins-memory-problems-cognitive-decline
[2] http://www.bmj.com/content/346/bmj.f880
[3] http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0531513103020417
[4] S. Jerwood and J. Cohen (2007).Unexpected antimicrobial effect of statins. Journal of Antimicrobial ChemotherapyVolume61, Issue2Pp. 362-364 (abst)(http://jac.oxfordjournals.org/content/61/2/362.short )
[5] http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23490341
[6] http://www.webmd.com/cholesterol-management/news/20130319/high-dose-statins-linked-to-acute-kidney-damage