Anadolu Ajansından, Selma Bıyıklı'nın hazırladığı haber, bir çok gazete ve haber sitelerinde geniş yer buldu. Aslında haberin başlığı, bütün çıplaklığı ile kitabın içeriğini de açıklıyordu. Haber 'Kolesterol gerçeğiyle yüzleşmek' başlığı ile cesaretli ve yürekli araştırmacılara sesleniyordu. Ayrıca Star Gazetesinden Hale Ceylan Barlas'ın haberi son derece dikkat çekiciydi. Tereyağı ve kolesterolün değil, şeker ve karbonhidratların daha zararlı olduğunu söylüyordu. Cumhuriyet Gazetesinden Gamze Erbil'le Cumhuriyet Hafta sonu eki için yaptığımız uzun röportaj, yer ve sayfa kısıtlaması nedeniyle biraz kısaltılmış olsa da (Cumhuriyet logosunun altındaki resime tıklayınız), adeta günümüz kolesterol teorisinin ölümünü ve yok olabileceğini ima ediyordu. Okuyucularına anlamlı ve nüktedan bir şekilde 'Kolesterolü nasıl bilirdiniz?' diye soruyordu.
Fakat önemli olan elbette haberi kaç kişinin gördüğü, okuduğu değil, kaç kişinin haberi anladığı, gerçeği görebildiği ve kolesterol konusunda 'akıl oyunu' oynamaya başladığıdır.
http://www.aa.com.tr/en/kolesterol-gercegiyle-yuzlesmek.html
http://www.stargazete.com/yasam/kolesterol-gercegiyle-tanisin-haber-205124.htmsam/kolesterol-gercegiyle-tanisin-haber-205124.htm
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/75376-kolesterol-masum-cikti-haberi.aspx
Kolesterol gerçeğiyle yüzleşmek...
Uzun yıllar kolesterol konusunda çalışmalar yürüten uzman biyolog Mevlüt Durmuş, bu konudaki yeni kitabı ''Kolesterol ve Akıl Oyunları''nda ''yıllardır suçlu gösterilen'' söz konusu molekül ile ilgili ilginç görüşlere yer veriyor.
Kitabında, ''Kolesterolün kalp krizine neden olmadığını, kalp krizi geçirenlerin yarısının kolesterolünün normal olduğunu'' savunan Durmuş, ''Yüksek kolesterol düzeyleri ile damar sertliğine bağlı geçirilen kalp krizleri arasında doğrusal bir bağıntı bulunmadığını'' iddia ediyor.
Daha önce kolesterol ile ilgili 4 kitabı bulunan Durmuş, yeni kitabında, bilim adamlarının yıllardır ''suçlu'' gösterdikleri kolesterole artık ''masum'' dediklerine dikkati çekiyor.
''Son dönemlerde yapılan ciddi araştırmalara göre kolesterolün kalp krizine neden olmadığını, bu molekülün hayati bir önem taşıdığını'' savunan Durmuş, ''Kalp krizi ve kolesterol ilişkisini anlamak için eş zamanlı yapılan araştırmalarda, kalp krizi geçirenlerin en az yarısının kolesterol düzeylerinin normal olduğu'' iddiasında bulunuyor.
Kitapta, kanda tek başına gezinen kolesterol molekülleri bulunmadığını kaydeden Durmuş, ''Eş zamanlı geçirilmiş kalp krizlerine bakıldığında, yüksek kolesterol-kalp krizi ilişkisi anlamını yitiriyor. Yani yüksek kolesterol düzeyleri ile damar sertliğine bağlı geçirilen kalp krizleri arasında doğrusal bir bağıntı bulunamıyor'' ifadesini kullanıyor.
Yüksek kolesterol düzeyinin, kanda partikül birikimini doğrudan gösterdiği için ciddi bir tanısal değeri bulunduğuna değinen Durmuş, kolesterolün kendisinin risk olmadığını, sadece kandaki partikül çokluğunu ifade ettiğini belirtti.
Durmuş, kitabına şu görüşleri savunuyor:
''Kolesterol yüksekliği konusunda son derece kesin olan bir şey var: Hiçbir uzman veya araştırmacı kolesterol molekülünü hastalıklar açısından birincil özne ve etken haline getiremez. Bu, günümüzdeki tıp biliminin tarihsel bir ayıbıdır. Tek başına kolesterol molekülleri damarlarda birikemez. Burada özne ve etken, kolesterol molekülleri değil, kanda birikerek kolesterol yüksekliğine neden olan, kanda kullanılamayan partiküllerdir.''
-TARKAN'IN KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ-
Normal kolesterol seviyesinde görülen kalp krizlerinin istatistiklere yansıtılmadığını öne süren Durmuş, ''Normal kolesterol düzeylerinde oluşan damar sertliğine bağlı geçirilen kalp krizleri söz konusu kardiyologların söz ettiği dünyaca ünlü araştırmalara (gerçek anlamda) dahil edilseydi, bugün kolesterol risk faktörü olarak karşınıza çıkamazdı'' ifadesini kullanıyor.
Yumurta, süt, tereyağı, et, keten tohumu, ceviz, fındık, Antep fıstığı ve benzeri besinlerin aşırıya kaçmadığı sürece kalp başta olmak üzere insan sağlığı için faydalı olduğunu ifade eden Durmuş, bu besinlerin kan, kolesterol ve trigliserid düzeyini yükseltmediğini, lipit değerlerini azaltma ihtimallerinin ise çok daha yüksek olduğunu savunuyor.
Kolesterol teorisine göre bütün suçu karaciğere ve genlere doğru yönlendirmenin, hastada karamsar bir durgunluk, hekimde ise hastaya karşı çok kısa vadeli bir kurtuluş ve rahatlama ortaya çıkardığını kaydeden Durmuş, kitabında şu görüşleri dile getiriyor:
''Ünlü pop şarkıcımız Tarkan'ın kolesterol yüksekliğine de 'genetik' deyip kurtulmuşlar doktorlarımız. Her şey genlerde başlar, gerçekten bu doğru. Fakat genler organizma üzerindeki etkilerini en az bir organ üzerinde ortaya çıkarırlar. Hangi organ nedeniyle bu durumun ortaya çıktığını sanırım söylemeyi unutmuşlar.''
-KOLESTEROL VE SEKS HORMONLARI-
Steroidlerin organizmadaki psikolojik etkilerinin umulmadık zamanlarda ortaya çıkabildiğini ifade eden Durmuş, ''Bir kadını ya da erkeği çok çekici bulmamızın, sevmemizin, ona aşık olmamızın sebepleri arasında steroidlerin bizi etkileme ve yönlendirme gücü olduğu iddia edilirse sakın şaşırmayın. Steroid hormonlarımız psikolojik yapımızı etkileyebilir'' değerlendirmesinde bulunuyor.
Steroid hormonlarından östrojen ve testosteronun, hem kadın hem de erkeklerde kemik ve kas gelişimi metabolizmasında, beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinde, D vitamini kullanımında, kalsiyum metabolizmasında ve daha bir çok alanda rol oynadığına değinen Durmuş, fakat bu hormonların daha ziyade seks hormonları olmaları nedeniyle dikkatleri üzerine çektiğini belirtiyor.
Durmuş, kitabında, ''Burada tıp bilimleri açısından hedef, insanlarda yaşla birlikte ortaya çıkan steroid eksikliğini olabildiğince azaltmaktır. Yöntem doğal olmadığı, yani kolesterolden başlamadığı için bazı öngörülmeyen riskler elbette kaçınılmazdır'' iddiasında bulunuyor.
-''GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASI KAÇINILMAZ''-
Durmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin de yıllardır yanlışlığını savunduğu, kolesterol ile ilgili bazı yerleşik görüşlerin yapılan araştırmalarla çürütüldüğünü, son olarak kan kolesterol seviyesinde önemli bir artışa yol açmadığı belirlenen yumurtanın ''aklandığını'' söyledi.
Kitabını kolesterol gerçeğiyle yüzleşilmesi için kaleme aldığını ifade eden Durmuş, kolesterol konusundaki gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmasının ''kaçınılmaz'' olduğunu belirtti.
Kolesterol konusundaki farklı, yerleşik teorilere karşı düşünceleri nedeniyle zaman zaman eleştiriye uğradığını ifade eden Durmuş, ''Çünkü düşüncelerim kolesterol ile ilgili var olan görüşlere karşı sıra dışı bir yaklaşımı zorunlu kılıyor'' diye konuştu.
Kolesterolü tereyağı değil şeker ve beyaz ekmek yükseltiyor
Kolesterolünüz yüksekse kırmızı et, yağ, süt, yumurta gibi besinlerden uzak durmalısınız. İşte bunun tam tersini iddia eden biri var: Uzman Biyolog Mevlüt Durmuş. Kaleme aldığı Kolesterol ve Akıl Oyunları adlı kitabında “Yağlı beslenmeye çalışırsanız kandaki kolesterolünüz azalır. Kolesterolün düşmesi için mutlaka karbonhidrat azaltmak gerek” diyor
Herkesin korkulu rüyası kolesterol aslında yaşamsal öneme sahip bir madde. Karaciğer, beyin, kalp, sinirler, bağırsaklar, kaslar başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunuyor. Ancak uzmanlara göre kalp krizinin başlıca sebeplerinden biri. Kolesterolünüz yüksekse sağlığınıza dikkat etmek zorundasınız. Ne yağlı, ne tuzlu ne de kırmızı et tüketmemelisiniz. Çünkü bunlar kolesterolü tetikleyen sebepler... Ama geçtiğimiz günlerce piyasaya çıkan Kolesterol ve Akıl Oyunları adlı kitap tüm bu bilinenlerin tersini iddia ediyor. Kitabın yazarı Uzman Biyolog Mevlüt Durmuş’a göre kolesterolü olan biri yasak bütün besinleri tüketmeli, hatta özellikle yağ yenmeli.
Karaciğerde bir hata varsa değerler yükselir
Vücudumuzu bir havuz olarak düşünelim. Havuzunuzu sürekli dolduran ve sürekli boşaltan musluklar vardır. Suların havuza eşit dolduğu ve boşaldığı durumda havuzda bir taşma olmaz, her şey yolunda gider. Fakat havuzu dolduran musluktaki suyun akış hızındaki artış veya havuzu boşaltan musluktaki bir tıkanma mutlaka havuzun taşmasına neden olur. Bizlerde de farklı moleküllerin yapım veya yıkımlarında ortaya çıkan sorunlar zamanla yaşam kalitesini bozar ve çeşitli sorunlar, hastalıklar ortaya çıkarır. Kolesterol yüksekliği de doğrudan karaciğer hücrelerinin işleyişinde, hücresel yapım ve yıkım olaylarında bir hata olduğunu gösteriyor.
Et, yumurta yiyebilir süt bile içebilirsiniz
Kolesterol yüksekliğiniz birinci derecede genetik nedenlere bağlı değilse, yapmanız gereken tek şey şu ana kadar kolesterolden korunmak için yaptıklarımızın tam tersini yapmak. Bir insanın bir günlük kalori ihtiyacı ortalama bin 500 - 2 bin kaloridir. Bunu aşmadan, yağlı beslenmeye çalışırsanız kandaki kolesterolünüz azalacaktır. Azalmakla kalmayıp kilo vermenizi dahi kolaylaştıracaktır. Fakat kolesterolün düşmesi için mutlaka beyaz ekmek, şeker yani karbonhidratları azaltmak gerekecektir. Örneğin et, süt, yumurta, tereyağı gibi besinlerin hiçbir zararı yok ve bu besinler kolesterolünüzü yükseltmez. Bunun yanı sıra tereyağı başta olmak üzere aklınıza gelen bütün yağlı, kolesterollü besinler; balık, fındık, keten tohumu, fıstık, çam fıstığı, ceviz, tereyağı, yumurta, tam yağlı süt, et ve sayamadığımız besinlerden de mutlaka faydalanmak gerekiyor.
İlaç kullanan küçük çocuklarda görülebilir
Şayet karaciğer hücrelerinin kolesterol üretimlerinde veya kolesterol yıkımlarında, kolesterolü tekrar hücre içine alımlarında bir sorun ortaya çıkmışsa zayıf, genç, yakışıklı, şişman, yaşlı gibi kavramlar tümüyle anlamını yitirir. Bu aşırı miktarda ilaç, antibiyotik kullandırılan çocuklar içinde geçerlidir. Örneğin çok ilaç kullanmak zorunda kalanlar, sarılık geçirmiş, alkol, içki tüketen, çeşitli karaciğer hastalıklarına yakalanmış kişilerde kolesterol yüksekliğinin daha çok görülmesi bu nedenle kaçınılmazdır.
Yüksek tansiyon da menopoz da uydurmaca
Kolesterol gibi birçok hastalık ilaç firmalarının uydurmacası. Ray Moynihan - Alan Cassels’in Satılık Hastalıklar kitabında yüksek tansiyon, depresyon, kadınlarda cinsel işlev bozukluğu, menopoz, sosyal anksiyete, dikkat eksikliği sendromu, osteoporoz, irritabl bağırsak sendromu, regl öncesi disforik bozukluk adı altında verilen hastalık ve sendromların gerçeklere uymadığını, bu konuların uluslararası ilaç şirketleri ve bazı uzmanlarca sömürüldüğü anlatılıyor.
Kalp krizini tetiklemez
Kolesterol molekülleri hayatın olmazsa olmazıdır. Kolesterol yokluğunda yaşam tümüyle durur, hiçbir hücre çalışamaz. Kolesterol düzeyi yükselince kalp krizlerinin mutlaka artacağı söylentileri tıp tarihinin en büyük yalanlarından biridir. Çünkü eğer tek başına kolesterol suçlu olmuş olsaydı, kalp krizi geçiren ve kalp damarlarına anjio yaptıran insanların çoğunun kolesterolünün yüksek olması gerekirdi.
Kolesterol ilaçları özellikle karaciğerdeki hücre içinde kolesterol yapımını durduruyor, ayrıca hatalı olmayan bölgeyi etkileyerek kandaki kolesterolün düşmesini sağlıyor. Fakat bu durum temel sorunu çözmüyor. Bunu bir tren kazasıyla örneklendirelim. Kazada kişinin bir ayağı kopmuş olabilir fakat bütün zorluğuna rağmen bu kişi tek ayağıyla hareket etmeye çalışacaktır. Fakat tren kazasında ayağı kopan kişinin ikinci ayağını kesip birinci ayağın boyuna getirmek tıp bilimleri açısından bizce tedavi değil, tümüyle saçmalıktır. Anlayacağınız yüksek kolesterol ile kalp krizi arasında bir bağlantı yok. Çünkü damar sertliğine bağlı ameliyat geçiren hastaların yarısından fazlasında kolesterol normal...
HALE CEYLAN BARLAS
27 Agustos 2009
Biyolog
Mevlüt Durmuş
1 yorum:
Benim tansiyonum yüksek ve kollestrolüm total 280 civarında. Kollestrol ilacını reddettim. Tansiyon için de araştırıyordum ki buldum. HASTA DEĞİL SUSUZSUNUZ isimli bir kitap okudum. Yazılanlara inandım ve ne tansiyon kaldı ne kollestrol. Kitabı okuyun , uygulayın ve günde 3 litre suyunuzu için...SAYIN dr.MEVLÜT DURMUŞ a inanıyorum. İlaçlarını pazarlamak için hastalık yaratanları da kınıyorum......Teşekkürler.
Yorum Gönder